11 Mart 2011 Cuma

Ölüm Korkusu

Bu depremlerin, tsunamilerin sonu gelmeyecek.. Dünya üzerinde bir çok varlık dönmeye karar verdi.. ve geçiş başladı.. 3 boyutlu gören gözlerimiz bunu kutsamayı henüz başaramıyor.. Ölümü hala bir son, bir bitiş olarak algılıyoruz..Oysaki bu bir düğün.. bir kutlama olacak.. Ben de canlarımı yitirdim.. Dünya üzerinden ayrıldılar ve daha bir çoğu gidecek.. Her ne olursa olsun gerçekleşen onu kutsamayı öğrenmeliyim.. Yaradana sığınıyorum.. Anlamamda bana yol gösteren olsun.. her daim tarafsız ve odaklı kalmamda bana ışık tutsun..

Ölüm Üzerine Halil Cibran

O zaman Almitra, size şimdi ölümden sual etmek istiyoruz diyerek konuştu. Ve o dedi:
Siz ölümün sırrını öğrenmek istiyorsunuz.
Fakat olmadığı halde  hayatın derinliğinde aramakla onu nasıl bulacaksınız ?
Baykuşun gözleri gece çalışır; gündüzleri kördür, ışığın  sırrını açamaz.
Eğer gerçekten ölümün özünü hayranlıkla seyretmek isterseniz kalbinizi hayatın bedenine bol bol açınız.
Çünkü hayat ve ölüm birdirler,nasıl ki ırmak ve okyanus da birdir.
Ümitlerinizin ve arzularınızın  derinliğinde sizin sessiz ahiret bilginiz dinlenir.
Ve karın altında düş gören tohum misali kalbiniz baharı sayıklar.
Güvenip bırak rüyaları, çünkü sonsuzluğun  kapıları onlarda saklıdır.
Ölüm korkunuz, kutlanmak için önünde durduğunda, kralın elini omuzuna koyduğu çobanın titremesinden başka bir şey değildir.
Çoban titrerken kralın verdigi rutbeyi taşıyacağından sevinmesin mi ?
Bununla berbaer titremesini iyice anlamakta mıdır ?
Zira ölüm nedir, yoksa rüzgarda çıplak durmak ve güneşte erimek midir?
Ve soluğu kesmek nedir, yoksa rahatsızlık  veren met ve cezirin yükselebilmesi ve genisleyebilmesi ve engelsiz Tanrıyı arıyabilmesi icin soluğunu serbest bırakmak mıdır?
Yanlız sessizliğin ırmağından içeceğiniz zamandır ki gerçekten şarkı söyleyeceksiniz.
Ve dağın tepesine ulaştığınız zaman nihayet yükselmeğe başlıyacaksınız.
Ve toprak sizin gövdenizi istediği zaman,  o vakit gerçektende dans edeceksiniz.

Japonya'nın Sınavı Sonrası

Japonya depremi insanlardaki ortak bilincin değişmesi için yeni bir başlanğıç olacak..
Çoğumuz korkuyla izledi görüntüleri.. Fakat bize son yıllarda o kadar çok felaket senaryosu izletildiki.. Sonuçta tanrının kıyamet senaryosu uygulamaya konduğunda, görüntüler bizi eskisi kadar korkutmaz oldu.. Efekt gibi algılamaya başladık.. Daha iyi olabilirdi diyenler bile oldu..
Japonya böylesi bir felakete en hazır ülke.. Belkide tanrı sınava en hazır olandan başladı.. Atlantis yükseliyor ve yeni halkı japonlar diyesim geldi.. Niye mi? bizde böyle bir sınav yapıldığında geriye ne kalırdı? Gerçi ben Anadolu toprakları üzerindeki halkın korunduğuna inanıyorum.. Her canlıya iki melekten fazlası verilmiş olmalı.. Gün içerisinde karşılaştıklarımızı, yapmak zorunda olduklarımızı bir düşünün.. trafikten, beslenmeye, eğitimden, meslek hayatına... korunmuyor olsak varlığımızı sürdürmemiz çok zor olurdu..
Amerikada 1-2 gün elektirik kesilse kargaşa olabiliyor.. biz bir hafta elektiriksiz, susuz, yakıtsız kalsak yaşamımızı sürdürürüz.. bırak bir yeri yağmalamayı, komşumuzu besleriz.. fakat kaynakların azaldığını bilsek neler olurdu birşey diyemiyorum..
ölümle dalga geçmek farklı, acıyı hafife almak farklı şeyler.. Japonyada yaşamını kaybeden insanların ardından  şakalar yapmadı benim insanım.. eminim en gaddarının bile yüreği sızlamıştır.. Biz kendimizle dalga geçtik aslında.. hafife aldık sorumsuzluğumuzu.. her bireyin doğal afet öncesi ve sonrası yapması gerekenleri bilmiyor ve yapmıyoruz.. ne acıdırki yapmayacağızda.. mizah yapacağız biz yine.. Ölüm korkusunu mizahla bastırıyor olabilir miyiz?
...